Recep ACAY
Abdullah
Nalbant Usta, 1930'lu yılların başından 1980'li yılların ortalarına kadar, 50
yıla yakın bir süre Ahlat Halk Hekimliğinin yeri doldurulmaz tek efsanevi
kişisi olarak, büyük ve kutsal bir görevi yerine getiriyor.
Gerek
insan sağlığında, gerek hayvan sağlığında tek başına bir sağlık kurumu gibi
hizmet sunuyor Ahlat insanına. Ve bu hizmetleri yaparken, hiç kimseden ama hiç
kimseden tek bir kuruş bile karşılık kabul etmiyor. Ayrıca, yaşamının son
yıllarında ekonomik olanakları çok iyi olmamasına karşılık kendisine sunulan
yardım tekliflerini asla kabul etmiyor.
Ailesi ile
birlikte, Abdullah Nalbant Usta, önce, Kafkasya'dan Türkiye'ye geliyor. İlk
durağı Iğdır'ın yakın köylerinden biri oluyor. Sonraki yıllarda Erciş'e
yerleşiyor. Son durağı ise Ahlat oluyor.
O,
Ahlat'ı, Ahlat halkı da Abdullah Nalbant Ustasını seviyor. Taki 70 yaş üzerinde
ebedi aleme intikal edinceye kadar. Abdullah Nalbant Usta, yakalandığı amansız
hastalık nedeniyle Ankara'ya getiriliyor. Numune Hastanesi'ne yatırılıyor.
Yapılan tetkiklerde kötü hastalığın bütün vücudunu sardığı görülüyor. Doktorlar
tıbbi olarak yapacakları hiçbirşeyin olmadığını söylüyor.
Hastaneden
çıkarılan Abdullah Nalbant Usta, uçakla Ankara'dan Van'a, Van'dan da ambulansla
Ahlat'taki evine götürülüyor. Bir Cuma günü, büyük güclükle yatağının içinde
abdesini alıyor, namazını kılıyor. Başını yastığa koyuyor. Bir elini büyük
oğlunun elinin içine koyarak kelime-i şahadet getiriyor ve gözlerini hayata
yumuyor.
Ahlat Halk
Hekimliğinin Efsane İsmi, Abdullah Nalbant Usta’nın oğlu, İlhami Nalbanoğlu
benim arkadaşım, dostum.
Diyarbakır
Tanıtma, Kültür ve Yardımlaşma Vakfı'nın "Kültür Komitesi"nde
birlikte çalıştık. Ve bu çalışma sırasında ben İlhami Nalbantoğlu'nu yakından
tanıma şansına sahip oldum.
2010
yılında, Diyarbakır Tanıtma, Kültür ve Yardımlaşma Vakfı; "Tüm Yönleriyle
Diyarbakır Sempozyumu'"nun 2.sini gercekleştirdi. Bu sempozyum
projesininin hazırlanmasında, Başbakanlık Tanıtma Fonu’ndan destek alınmasında,
İlhami
Nalbantoğlu'nun büyük katkısı oldu. Başarılı bir şekilde gerçekleştirilen bu
Sempozyumun ayrıca; Prof.Dr.Necdet Adabağ, yazar Remzi İnanç, İlhami
Nalbantoğlu ile Zülfükar Sayın'dan oluşan Yazım Kurulu tarafından 2011 yılında,
EFİL Yayıları tarafından kitabı çıkarlıdı.
Ahlat'ta
doğan İlhami Nalbantoğlu; ilk ve ortaokulu Ahlat'ta, Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi'nde
başladığı eğitimini ise, Bitlis Lisesi'nde tamamladı.
Ahlat
Kültür Vakfını kurdu, uzun yıllar bu Vakfın başkalığını yaptı. Bu süreç içinde
7 kitap yayınladı.
Ressam ve
Hat sanatçısı olan Nalbantoğlu, İstanbul, Ankara, Berlin ve Ahlat olmak üzere
12 sergi ile sanatseverlerle buluştu.
Nalbantoğlu,
Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı'nın Kurucular Kurulu üyesi, Ahlat Kültür Sanat
ve Çevre Vakfı'nın Başkanlığını da sürdürmektedir.
21 yıldan
beri, Ahlat Kültür, Sanat ve Çevre Vakfı'nın yayın organı olan "Ahlat
Gazetesi"ni başarıyla çıkarmaktadır.
Ayrıca,
Türkiye Yazarlar Birliği, Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği GESAM,
İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği İLESEM, Diyarbakır Kültür ve
Yardımlaşma Vakfı "Kültür Kurulu" Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı
Yayın Kurulu ve SANART üyesidir.
İlhamiNalbantoğlu,
evli olup, 2 kızı, Eser adlı bir erkek
ve Ayşe Beliz adlı bir kız torunu vardır.
İlhami
Nalbantoğlu, Başbakanlık Merkez Teşkiatı’nda 42 yıl hizmet verdikten sonra
Başbakanlık Mevzuat Dairesi Başkanlığı
görevinden emekli oldu.
İşte, baba
ve oğlunun doğup büyüdükleri kente ve ülkemize yaptıkları bunlar. Abdullah
Nalbant Usta’ya Allah’tan rahmet
diliyorum.
İlhami
Nalbantoğlu'na da başarılarının devamını ve sağlıklı bir gelecek
diliyorum. Onunla dost olmaktan da gurur duyuyorum.
Tıpkı,
babasının yatığı yerden evladından gurur duyduğu gibi.
Not: Bu
makale, “Ahlat Halk Hekimliğinin Efsane İsmi Abdullah Nalbant Usta” adlı
kitaptan yararlanılarak yazılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder